28 Şubat 2017 Salı

Bilmek önemliyse, takmamak hayati bir hünerdir.

Kimler biraz yorgun? Biraz sıkkın, biraz bıkkın? Kimler önünde aşamayacağı kadar büyük bi engel olduğunu düşünüyor? Aşk acısını en büyük dert zannedenler peki? Kimler bazı geceler sabah olmasın istiyor? Hevesleri kursağında kala kala artık hayal kurmaktan vazgeçenler?.. Eğer bunların sadece senin başına geldiğini düşünüyosan yanılıyosun. Olduğun yerde fazla çırpınınca kendi çukurunu kazmış olursun,fizik bunu söyler. Önceleri ben de kendimi en dipte zannederdim. Sonra uzun uzun düşünmelere verdim kendimi ve farketmeye başladım; İnsanı içinde bulunduğu kötü moddan yine sadece kendisi çıkarabilirdi. Bi el uzatacaksın ve kendini çekip çıkaracaksın tüm bu sevimsiz hislerden.. Sonra, içimde kaynağını bilmediğim bişeyler filizlendi. İnsan her şeyin çözümünü kendi içinde bulabiliyor. Alev alev yanan bişey var kalpte. Bi maden gibi çalışıyor; içinden umut, sevinç, coşku, tutku, yaşam merakı çıkıyor. Sana sadece o kaynağa giden yolu çözmek kalıyor.  Yalnız değilsin.. Ben içimdeki o madeni bulalı çok oldu ama hala canımın çok sıkkın olduğu, kendimi çaresiz hissettiğim, öfkelendiğim zamanlar oluyor. Öyle zamanlarda, bana iyi gelen insanlarla zırhlanıyorum hayata.. Ailen, dostların,yada bi kitap.. Kanal değiştirir gibi modunu değiştirirsin, dene. İnsan azıcık kitap okumaya görsün, yorganın altından bütün kötülüklere haddini bildirme gücünü buluyor kendinde.. Yalnız değilsin. Herkesin içinden çıkamadığı düşünceler var. Hayat pembe salak bi mutluluk olmayacak asla ama yalnız değilsin. Hepsi geçer, en büyük acılar bile etkisini yitirir. Şımarık bi bilmişlikle söylemiyorum, hepsi geçecek. İçindeki o madenin peşine düş yeter ki.. Bişeyler tutuştur, filizlendir içinde. Unutamazsın hiçbir şeyi, ama herşey bigün geçer.